Hayatımızı kapsayan alışkanlıklarımız gün geçtikçe değişmektedir. Bu alışkanlıklar çerçevesinde ne kadar kendimizi zamana bıraksakta, unuttuğumuz benliklerimizi, aç bırakıp soluksuz geçen bir akışa kurban ediyoruz. Çoğumuz kendimizi unutup sorguyu, suali, hayali, hayati yaşamaya dair ne varsa, kenara itip oturup tahtadan ata binmek için bekliyoruz. Oysa, zamanın akışı, insana getirdiği fırsatlar, denizin dalgası gibi vurup duruyorda bir türlü sersemlikten, uyanamıyoruz. Benliğini harekete geçirip debelenmeden, deneyip yanılmadan, oluşumu hissetmeden, ömrümüz bitip gidiyor. Zaman diyorum ne akıcı birşey. Hayaller, planlar, çizilecek, projeler ve içinde kocaman insan ömürünü bitiren bir boşluk. Bu boşluğu doldurmak yine insan oğluna düşmektedir. Zamana bıraktığımız bir çok şeyin gün geçtikçe daha çok zorlaştığı şu günlerde, hala umudun tükenmediğini söyleye biliriz. Planlarımızı, yapacağımız işi zamana bırakmadan ince eleyip sık dokumamız önemli şarttır. Tabiki bu doğru birşey yanlış yatırımlar yanlış adımlar çoğu kez insanı çıkılmaz bir yola itebiliyor. Oysa insan hayal dünyasında büyütüp yeşerttiği ne umutlar vardır ki zamana bırakmasın…
Bir adım zor olmamalı. Kararlar su gibi berrak olmalı. Sizi yolunuzdan edecek bir sürü ses tonu olacak, umursamayın derim.
İlk kıvılcım denen o muazzam rüya gerçek olamaz mı? Yani seni sen yapan benliğini harekete geçirip rüyandaki kıvılcımı gerçekleştiremez misin? Sıfırdan başlayıp zorluklar içerisinde geçirdiğin günlerinin yarınları bir süslü bahçe olamaz mı? O zaman durmamalısın hareketlilik her yerde her an olmalı. Zaman seni engellemeden adımını at yoksa bugün ki gibi şanslı olamazsın.
Muammer Kılıç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.