Uluslararası Politikada Siber Güvenlik
Dijital Dünya söylemleri bizi heyecanlandırdığı gibi birçok insanı ürkütmektedir. Bir ihtiyaç ve zaman yönetimi ve de kontrolü sonucu ortaya çıkan internet günümüzün başköşesine oturmuş bulunmakta. Biz ne kadar buna, teknoloji, internet, yapay zeka veya dijital dersek de biz tüm bu âlemin adını siber olarak tayin edeceğiz. Buradan yola çıkarak teknolojinin gelişim tarihi ve siber güvenliğe sonucu bağlamaya çalışacağız.
İlk internet 1960’larda ABD’de Askeriye ile askeri çalışmalar yapan kurumlar arasında veri akışını hızlı yapmak için kurulmuş ARPANET olarak ortaya çıkmıştır. Bu ağlar hızla büyüdü ve ticarileşme sürecine geçti. Siber alan dediğimiz şey karmaşıklaşmaya başladı bu da güvenlik açığı oluşmasına zemin hazırladı. Bu güvensizliğe karşı yapılan çalışmalar neticesinde hem açıklar bulundu hem de güvenlik sistemi geliştirildi. Örneğin ABD bununla mücadele etmek için CERT Koordinasyon Merkezini kurdu. Bizler Siber deyince sadece sanal güvenlikten söz ederiz hâlbuki fiziki güvenlik de söz konusudur. Çünkü çoğu hackleme girişimi bilgisayar korsanları tarafından sanal ortamda saldırıların yanı sıra direkt işlem merkezlerine şahsen gidilip veya uzaktan maddi zarar vererek de gerçekleşir.
İnternet, siber, dijital kelimelerinin yanı sıra virüs, solucan, hacker, yazılım, kodlama, fiber gibi siber güvenlik ile ilgili kelimeler de sonradan dilimize geçti ve yaygınlaştı. 1971’den günümüze iyi-kötü niyetli yazılımlar ve programlar da ortaya çıktı. Bu yazılımların çoğu bilgisayar korsanları tarafından hazırlansa da stuxnet gibileri endüstriyel amaçlı olarak devletler tarafından yazıldı. Bunları devletler savaş amaçlı diğer devletlere zarar vermeyi başardılar. Örneğin 1991 Körfez savaşının kaderini bilgi alanını kontrol etmek belirledi. Bundan sonra da başta Amerika olmak üzere Ülkelerin bilgi savaşı doktrini geliştirildi. Siber saldırılarla orduların sahip olduğu strateji ve özel bilgileri ele geçirmek ve yayınlamak savaşların ve ticaretin yönünü belirledi. Ülkelerin, şirketlerin ve şahısların kurumsal web siteleri, banka hesapları, sunucuları big data dediğimiz sistemleri DDoS saldırıları, virüsler, solucanlar ile çökerttiler. Bunu suç örgütleri, devletler, Anonymous gibi hacker grupları veya yeri geldi 10 yaşındaki bir çocuk yaptı.
Bilgi işlem (IT) suçlarının ortaya çıkması da ilk ağların meydana çıktığı dönemlerde başlamış. Bununla beraber siber hukuku, siber casusluk gibi şeylerin de gelişmesine neden olmuştur. Çin gibi hükümetler siber casusluk ile Asya, ABD ve Avrupa’da endüstriyel bilgiyi çalmıştır. Aynı şeyler askeri alanda Rusya ve ABD için de geçerlidir. Burada en önemli sorunlardan biri suçu işleyen kişinin tespit edilememesi. Atıf probleminden yola çıkarak sanal korsanlar Ülkelerin devlet büyükleri ve kanaat önderlerinin hassas içerikli bilgilerini yayınlayarak güvensiz bir ortam ve yönetimlerin gücünü zedeleyen ve de küçük düşüren eylemlerde bulunmaya başlamışlardır.
Starlink Amerikan uydu şirketi, Çin şirketi Huaweinin 5G’si gibi yeni gelişmeler ile Devletler güvenlik konusunda daha da endişe eder oldu. Siber savaşlar yıllardır gündemde ve hükümetler birbirlerini bunlarla tehdit eder oldu. Bu da siber güvenliğin Çağdaş Güvenlik çalışmalarında önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.