ULUSLARARASI HUKUKTA EMREDİCİ KURALLAR
Ulus, Uluslararası kelimeleri, ardından Uluslararası Hukuk’u ve en son Uluslararası Hukuk’un kaynaklarından yeteri miktarda söz ettikten sonra Uluslararası Hukukta Emredici kuralları da işleyebileceğimizi düşünüyorum. Temeli sağlam olmayan yapı yıkılmaya mahkûmdur. Bundan dolayıdır ki konumuzun özüne ve/veya temeline inip sağlam bir zemin üzerine bir makale inşa edeceğiz.
Eskiden Ulus kavramı ilkel toplumlar için soy, klan, aşiret ve kan bağına dayanan bir topluluk biçimiydi (1) ama burjuva devrimi kapitalizm sistem ile birlikte en son tanımına ulaştı. Ve şöyle dendi; siyasal olarak örgütlenmiş biçimde dil birliği, kültür birliği, toprak birliği, iktisadi yaşantı birliği yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğudur. Biz bu makalemizde Ulus kavramı ile Devlet’i bir tutup yolumuza devam edeceğiz.
Uluslararası ise iki ya da daha çok ulus arasında gerçekleşen ve de birçok ulusu ilgilendiren olay ve işbirliklerini ifade etmekte kullanılan bir sözcüktür. Devlet ile ilgili bu kelimeyi kullandığımızda Dış İlişkiler olarak da adlandırıldığı olmuştur. Tüm bunlardan söz etmişken Uluslararası İlişkilerden söz etmek olmaz. Siz de uygun görürsünüz ki Uluslararası Hukuk bir nevi Uluslararası İlişkileri düzenleyen normlar, kurallar ve antlaşmalar olarak bilinir.
Arada değinmek isterim. Emredici veya zorlayıcı kural olarak geçen jus cogens: buyruk kural anlamındaki Latince terim. Uluslararası toplumun genel çıkarlarının mutlaka korunması gerekliliği demektir.
Uluslararası Hukukun Kurallarından bahsetmeden önce kaynaklarına göz atmamız lazım. Uluslararası hukukun kaynakları çok taraflı Uluslararası antlaşmalardır. Bu hukukun ilk ve geleneksel kaynakları örf ve adetlerdi. Şimdi ise;
Şekli Kaynaklar; 1) Asli Kaynaklar: a) Antlaşmalar b) Teamül c) Hukukun genel ilkeleri
2) 2) Yardımcı Kaynaklar: a) Mahkeme kararları b) Doktrin
| Maddi Kaynaklar ise;
Tarihsel, toplumsal, ahlaksal, dinsel, ideolojik, ekonomik, kültürel, teknik kaynaklar olabilmektedir.
|
Uluslararası hukuka yazında devletlerarası hukuk da denir. Uluslararası hukuk veya devletlerarası hukuk, uluslararası ilişkilerin alt konusu olmasının yanı sıra kamu hukukunun bir dalıdır. Bir uluslararası ilişkiler disiplini olarak uluslararası ilişkilerin hukuksal boyutunu bilimsel bir disiplin içinde inceler ve düzenler. Bir hukuk dalı olarak ise uluslararası hukuk, devletler, uluslararası örgütler arasındaki ilişkileri düzenler. Uluslararası antlaşmaların nasıl yapılacağı, uluslararası antlaşmalarda kullanılan terimlerden anlaşılması gerekenler, devletlerin diplomatik temsilcilerinin sahip olduğu dokunulmazlık, kıta sahanlığı, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge gibi konular uluslararası hukukun inceleme alanı içindedir.
Bir de Uluslar üstü hukuk var. Devletlerin istedikleri konuda ve içerikte sözleşme yapabilme serbestisi, uluslararası hukukun temel ilkelerinden birisidir ve devletlerin egemenliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır
İlk başlarda dediğimiz gibi kaynaklarından biri Uluslararası Antlaşmalardır. İşte bu “uluslararası menfaatleri bağdaştırma sistemi’’ Devletlerarasında bağlayıcı kurallar oluşturmaktadır. İşte emredici kurallar burada devreye girmekte ve Devletlere yaptırım gücü vermektedir. Bu konuyla ilgili benim şahsi bir tezim var. Ne kadar altını doldurmamış olsam da buna inanmaktayız. En sonda görüş ve öneri kısmında sizinle paylaşacağım.
Uluslararası Hukuk’un tarihsel dönüşümüne gitmenin gereksiz olduğunu belirtmek isterim. Çünkü bunlar modern çağın getirdiği kurallardır. Emredici kurallar, iç hukukta, hukuk kişilerinin sözleşme ile aksini kararlaştıramayacakları ve kesin olarak uygulamak zorunda oldukları hukuk kurallarını ifade etmektedir. Bu kurallar ahlaki olmayanları içinde barındıramaz. Bunlar belli konulara ilişkin emredici kurallar ile sözleşme özgürlüğünü sınırlayan genel ilkelerdir (2)
Emredici olanların tespitinde ise belli bir ölçüt bulunmamaktadır. Bu durum gerçekten çözülmesi zor bir sorundur. Örneğin, jus cogens kapsamında değerlendirilen klasikleşmiş konular arasında, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda yer alan kuvvet kullanma yasağı başta gelmektedir.
Güvenlik Konseyi’nin denetimine tabi tutularak kullanılması yolunda irade beyan etmişlerdir. Eğer Birleşmiş Milletler değerler ve normlar sıralaması yapılırsa Kuvvet kullanma yasağı en başta gelmelidir. Çünkü eğer uluslararasında barış ortamı olmaz ise diğer tüm değerler anlamını yitirecektir. Fakat bu çok somut, kimsenin itiraz edemeyeceği bir örnektir.
Köle ticaretinin, deniz haydutluğunun, soykırımın yasaklanması ve devletlerin egemen eşitliğine aykırı davranma, halkların kendi kaderlerini belirlemesi gerektiği kuralına aykırı davranma gibi konular emredici kurallardan bazılarıdır. Örneğin, 1856 Paris Antlaşması’nın korsanlığın kaldırılmasına ilişkin beyannamesini ABD. ile İspanya imzalamamışlardır. Buna rağmen 1898 yılında birbirleri ile savaşa başlayınca uluslararası hukukun bu kuralına uyarak korsan kullanmayacaklarını açıklamışlardır. (3)
İnsan haklarının korunması konusunda bazı ilkelere jus cogens niteliği tanımak mümkünken, bazıları için bu söz konusu olamaz. Örneğin, 4.11.1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi ile, savaş ya da ulusun varlığını tehdit eden bir tehlike durumunda, taraf devletlerin, insan haklarına bazı kısıtlamalar getirebileceği kabul edilmiştir.
Eski hukukumuzda Tanzimat dönemine kadar devletler hukuku ile ilgili hükümler, cihad, magâzi (savaşlar) ve siyer (hal, durum, gidiş, yol, davranış) adı altındaki kitaplarda ya da konu başlıklarında ele alınmıştır40. Siyer kısmı, fıkhın uluslararası ilişkilerde egemen olan esaslarını içermektedir. Siyerin temel kavramları, Dar-ül Đslam, Dar-ül Harp, Dar-ül Ahd, Cihad, Zimmet ve Aman’dır.
GÖRÜŞ VE ÖNERİ
Uluslararası Hukukta Emredici kurallar Terörün çıkmasına neden olan en temel güdümlerden biridir. Ülkeler insanlara benzer. Doğar, yaşar ve ölürler. Ama sadece bu yönüyle değil davranış yönünden de insan gibidir. Eğer ortada bir yasak, yaptırım veya onu bir hareketi yapmaya ya da yapmamaya zorlayan bir etken varsa insanlar özellikle o yasağı delmeye yönelik ya da olayın aksini yapmaya yönelimlidir. Devlet bu yönüyle de insana benzer. Ki zaten devlet de insanların yaptıklarından ibarettir. Sen kirletme dersin Devlet teşkilatındaki kişiler kendisinin kirletmediğini kabullendirmek için kirleten şeylere önlem aldığında yaptırımı yapanın iddiasını kabul etmiş sayılacağından ve emir almayı sevmediğinden önlem almayı da reddeder ve hiç olmamış gibi davranır ve bu yaptırımı da dikkate almaz.
Bu da benim iddiamdır. Çözümü ise eğer emredici kural koymazsan çiğnenen bir kural da olmaz. Daha detaylı anlatayım o zaman. Bir araştırma ekibi kurmalı ve bu ekip bugüne kadar devletler ve terör örgütleri tarafından çiğnenen bütün kuralları tespit edip bunları tedavülden kaldırılması için çalışmalar yapmalı. Her şey denendi bu neden denenmesin diye son cümlemi de tamamlayayım.
KAYNAKÇA
Ulus Nedir? Ernest RENAN /Çeviren: Gökçe Yavaş
https://dergipark.org.tr/Dr.%C4%B0rem%20Karak%C3%A7
https://eksisozluk.com/jus-cogens--68571
http://www.msydergi.com/uploads/dergi/85.pdf(1)
Uluslararası İlişkiler Teorileri-Prof. Dr. Tayyar ARI
(2)Uluslararası Hukukta Emredici Kural (Jus Cogens=Peremptory Norms) Olgusuna Tarihsel Bir Yaklaşım- Dr. İrem KARAKOÇ ()
Uluslararası Antlaşmalar Hukukunda Jus Cogens Kurallar- Erdem Denk/ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Araştırma Görevlisi (3)
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Türk Hukuk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim
Görevlisi