SOSYAL MEDYADA NELER DÖNÜYOR
Bismillah…
Yine, yeniden, yeniliklerle kucak dolusu merhaba sevgili dostlar ve okurlar.
Sevgili okurlar çok zamandır sizlerle burada yazılarımda buluşmuyorduk. Tüm aksilikler, vakitsizlikler, hastalıklar, hüzünler geride kalsın diyerek; şükürler olsun beni okurlarla kavuşturan Allah’a.
Son birkaç ayda Türkiye gündemi o kadar değişti ki birkaç başlık altında değinmek gerekirdi, zira işimiz siyasi analiz yapıp gündem yaratmak değil, işimiz biraz ondan biraz bundan konuşup laflamak var sayalım.
Eskiden olsa Türkiye’nin gündeminde ya siyaset ya ekonomi meşgul eder, kahvehanelerde, sokak aralarında, kapı önlerinde, köşe başlarında, dost arkadaş toplantılarında konuşulur bir nevi halk meclisi toplanır ve kavgalar edilir, bir yandan çay kahve içilerek okeye dördüncü aranırdı… Ah ah nerede o eski halk siyasetin nabzını tuttuğu yurdum insanı? Şimdi öyle mi dersiniz?
Sabah gözümüzü açar açmaz belki de el yüz yıkanmadan sosyal medyada gündem ne diye bakar olduk. Sosyal medyanın canlı yayınlanan, her türlü konunun ve her kesimden konukların olduğu amaçlı-amaçsız yayınlarını, (Twitter Space ) sohbet odalarında Türkiye gündemini, bitmek bilmeyen siyasi analizleri, hakikati aramak bir kenara dursun; hakikati inkâra gidenlerin İslam düşmanlığını ve çok bilirkişilerin her konuda mutlak bir fikri olduğunu görür olduk. Görmediğimiz ne kaldı diyemiyoruz artık her şeyi görür olduk hatta bazen lanet olsun dediğimiz şeyleri bile…
Boş verin gündemi ne lazım size de diyemiyorum, gündem ne olursa olsun sizin havanız ve gündeminiz faydalı işlerle meselelerle dolu olsun diyorum.
*****
Gelgellim son bir ayda çok konuşulan ama birileri tarafından manipüle edilmek istenen detaylara:
İlk olarak Türkiye milli voleybol takımının başarısından ve başarıya gölge olmak isteyenlerden bahsedeceğim.
Dünya şampiyonluğu kazanan milli takımımızın başarısı; tüm üyelerinin hem bireyselde hem de milli takım adına çok çalışarak, özel hayatından, belki de ailesinden ayrı kalarak çok fazla emekler vermiş sporcularımızın ve milli takım ekibinin başarısıdır ve Türkiye Cumhuriyeti adınadır.
Mesele şu ki; bu başarıyı görmezden gelmeye çalışanların tepkileri ya da ilgisizliği hangi aklın ürünüdür? Tüm kışkırtıcı eylemlere ve söylemlere rağmen dik duruş sergileyen kadın sporcularımızı siyasi meselelere alet edilmek istenmesini kabul edemeyeceğimi söylemeliyim. Şimdiden olimpiyatlarda oynayacakları maçlar için başarılar diliyorum. O kupa bize mutlak gelecek kızlar.
Ve bu tip can sıkıcı davrananlara diyeceğiniz Diyojen’in şu sözü olsun:
“Gölge etme başka ihsan istemem”
*****
Ve tabi ki son bir aydan fazladır Türkiye ve dünya üzerinde yaşanan yangınlar ve ardından gelen aşırı yağışların meydana getirdiği seller. Son bir iki yıldır dünyanın birçok coğrafyasında felaketler yaşandı ve umarım bundan sonraki günlerde nazım hikmetin şiirinde bahsettiği gibi
“Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz”
Tüm kötü günler geride kalması dileğimle…
*****
Elbette ki sosyal medyanın gündemlerine de kısaca değinmeden köşe yazımı bitirmek istemedim.
Sosyal medya bizim adeta dünyaya kısa yoldan açıldığımız bir mecra haline geldi. Derdimize dermanı da sosyal medya aracılığıyla arar olduk. Hatta devlet yetkililerine ulaşmanın en kısa ve etkili (olumlu ya da olumsuz) yolu haline geldi. Adalet bulamadığını iddia edenlerden tutunda yeni hükümetten çözüm arayanlara kadar birçok insan sosyal medyada oluşum içinde. Dernek çatısı altında seslerini duyurmaya çalışan EYT çıraklık ve stajyer mağdurları, SMA hastası çocukların anne baba ve yakınları en başta geliyor diyebilirim.
EYT stajyer ve çıraklık mağdurları, stajyerlik yaptıkları dönemleri emeklilik kapsamında sayılması için yeni çıkacak olan yasayı beklerken, SMA hasta yakınları çocuklarının yıllık mama ve ilaç tedavi tutarlarını karşılayamadığından valilik izniyle yaptıkları çalışmalar da göz ardı edilmemeli. Devlet elbette ki bu çocuklarımızın olması gereken tedavilerini ve ilaçlarını sağlık bakanlığı kapsamına almıştır. Lakin aileler de çocukları için sadece yurt dışındaki bazı hastanelerde olan ve yüksek sonuç veren tedavinin peşindeler.
Allah yar ve yardımcıları olsun.
*****
Diğer bir Oluşum da Af çıkmasını bekleyenler ve nafaka mağdurları. Kısacası derdi olan kendini sosyal medyada buluyor artık. Çok eskiden halkla ilişkiler kapsamındaki çalışma şuydu efendim:
Osmanlı döneminde Zembilli Ali Efendi bir meydana gelir ya da evinin camından aşağıda oluşum halinde toplanan halka iple Zembilini camdan sarkıtır, halkın şikâyetlerinin yazılı olduğu kâğıtları toplar ve şikâyet konusuna göre yetkili kişilere iletirmiş.
Şimdi öyle mi? Birkaç tuşa basarak şikâyetlerimizi her kanala ulaştırabiliyoruz. Hey gidi günler hey diyesim geliyor da günümüz nimetlerine şükrediyorum. Yoksa kim beklerdi Zembilli Ali Efendi'nin yolunu?
Kısa ve özetle diyeceklerim budur, ismim Sonnur’dur. Bundan kelli yolum, yazmak yoludur. Yeni yazılarda buluşmak dileğimle, kalın selametle.