ŞEYTAN KİM, MELEK KİM?
Değerli okuyucularım!
Uzun zamandan sonra sizlere bu sefer farklı bir konudan yaklaşacağım.
İnsanların arasında dağılan iki kutup bir değnek var ve her iki kutup ’un içinde hem melek hem şeytan rolünü kaplıyorlar ve belki de bu sistemli bir yapı taşı veya tabularını yıkmadığımız bir durum.
Reel ve sosyal medyada yıllarca yaptığım araştırmalarda güçlü tarafların her zaman güçsüz tarafı ezme çabası harcarken, kendini daha üstün görenlerin daha zeki insanları yok etme ve kırılma noktasına getiren durumları da gördüm.
Sosyal hayatın dışında bir de kendini tamamen dünyaya kapatmış ve sonunu bekleyen insanlar topluluğu ise doğal yaşantıların arasında ya inanç ya da inançsızlık bir ortamda yalnızlığı seçiyorlar ve sınırsız bir tutum içinde kendi aralarında bölünüyor.
Roller… Roller ve yine roller... Tarih boyunca insanlar bir yaratanın peşinden gitmeye ve varlığına inanıp kendisini yaratılma sebebini ta bebeklikten beri araştırma, tanıma, koklama ve yaşama olgusu ile hareket eder. Kimi insan kendisini bulmaya çalışırken, bulamayanlar hayatın içine bir şekilde sürüklenip giderek yaşantısını gözlerini açıp kapatana kadar biter. İnsan beyni hafızası çok kuvvetlidir. Sıra dışı bir zekâya sahiptir. Kimisi kurnazca, kimisi mantığın getirdiği ve duyguları ile hakikatle yaşamayı seçer.
Kendi bedenine hakim olmayan insanlar ve egoları ile hareket halinde olanlar ise farklı bir kutuptan insanlar olduğunu kabul edelim. Bunlar arasında megaloman ve narsistiler ön planda sergiler kendilerini ve kabul edelim ki bu bir hastalıktır. Bunun dışında bu gibi insanlara söz laf söyleme gibi hakkımız yoktur. Çünkü o tür insanlar toplumun kendilerine olan dayatmaları ile bu tür hastalıklara maruz kalmışlardır. Eziklik kompleksi, alçaklık kompleksi onları bu duruma sokmuştur ve tedavisi de mümkündür. Sadece o tür insanlara yaklaşımlarınız ılımlı ve mantıklı olmalı ki bu bile sizin sayenizde iyileşebilirler.
Güçlü ve güçsüz insanların içinde bir de şöyle bir durumda var. Sadizmim-mazoşist denilen bir durum bir taraf köle olmayı tercih ederken diğer taraf baskın olmayı tercih ediyor. Bu kadın erkek fark etmiyor. Kimisinin fıtratı veya artık hayatın içinde ne olduğunu çözmeye çalışan zevkleri de içine katarak hayatlarını idame ediyor. Oysa her insanın ve bu doğuştan olan duygu hazinesi; merhamet ve hoşgörü üzerine inşa edilmiştir. Peki bu duruma girme özelikleri neden ileri geliyor?
Anne sevgisi görmeyen birçok kişi sadist olma eylemindedir veya babanın tutumu onu intikam almaya iter. Oysa olağan hayatında ılımlı sakin olarak gözüken kişi ev aile ve cinsel hayatta sadist olmayı tercih eder. Mazoşist olanlar ise aşırı ilgi ister, güçlü biri tarafından korunmak, sadece ona ait olmak, kim olduğunu bilmek, bağlanmak, sadık olmak ve yönetilmek ister. İşte bu gibi durumlarda toplum ikiye ayrılır ve toplum köleliği seçen bir taraf varken, kimi tarafta bağımsız olmak ve baskın olmayı seçer. Bu ikili durumda muhalif ve iktidar karşısında her zaman baskın taraf ne kadar güçlü olan taraf olsa da aslında güçlü olan tarafı ayakta tutan bağımlı olarak yaşamayı seçen insanlar tarafından kabul edilir. Bu durumda şöyle oluyor ki köleliği kabul eden daha baskın ve kaybedecekleri bir şeyi olmadığını bilerek yaşıyorlar. Bunun dışında farklı bir gözle de bakalım köleliği kabul edenler aslında bu sayede özgürlüğünü de yaşıyorlar. Ne tuhaf dimi dünyanın birçok yerinde yaptığım gözlemlerde çalışma ortamlarında saatlerce emek harcayıp evi iş hayatında belli bir sürede özgürce hareket etme olasılıkları da var ve sesleri en çok çıkan kişilerde onlardır. Aslında köleliği seçenler efendilerini yönetiyor ve onları tatmin ediyor. Burada şeytan kim? Melek kim? Dersek içinden çıkamayız.
Bilgi yeteneği aslında zayıf değildir. Birçok kitap okumayan insanların arasında eğitimini bir şekilde tamamlayıp kitabın yüzünü görmeyen kişilerde var, bunlar arasında kulaktan dolma ya da bir yapı olguyu kabul etmeden yaşayan kişiler kendi ekseninde dönüp dururken etrafına da kişileri alıp örgütleniyorlar. Aile yapısı çok önemledir. Ama şunu bilmeliyiz ki dünyaya gelme sebebimiz çok önemlidir. Kendi ailemizi seçme gibi bir lüksümüz asla yoktur ve bu yaşam şartlarında nasıl büyüyüp nasıl gelişeceğimiz sadece kişinin kendi iradesine bağıldır. Bazı insanlar kariyer ve mevki sahibi olmak için çabalar ve gücüne güç katarken emekçinin cebine kadar göz koyar, bazıları ise emekçinin hakkını hakkıyla verir. İşte bu gibi durumlarda insanların yaşantılarını örnek almak lazım ve güçlü güçsüz tarafa baktığımız zaman güçsüz gördüğünüz insanlar güçlü tarafın her zaman basamağı olmuştur.
Kendi elimizle eserimizi inşa ediyoruz sonra onu tamamen melek olma sıfatından çıkartıp şeytan kılığına veya ortak olduğunu düşünüyoruz. Oysa her iyi insanın içinde bir şeytan her kötü insanın içinde de bir melek yatar. Kimi beslediğine ve kimler tarafından beslendiğinize bakın.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.