Sanatın İnsanla Buluştuğu Ana Tanıklık Ediyoruz
Bugünkü köşemizi Çat ilçemizin çok değerli kıymetli bir dadaş ağabeyimize ayırıyorum.
Adı Latif Soyadı Yıldız…
İsminin anlamını tüm benliğine kadar kavramış olan Latif ağabeyim, insanlara yaklaşımıyla adından oldukça söz ettiren insan yanlısı bir dost bir arkadaş kafa dengi kafadar diye bilirim. Latif ağabeyimi çocukluğumdan berri tanırım. Yeri gelmiş aynı yolu yürümüş yeri gelmiş aynı masada çay içerken bir sohbet anında kahkaha atmış yeri gelmiş aynı kurumda görevde yollarımız kesişmiştir. Sohbete girdiğinizde bilgisiyle hayatın çamurunu baya çiğnemiş, dağın taşın tozunu attırmış, sanata ve araştırmaya kendini adamış alelade donanımlı biri olduğu apaçık ortaya çıkıyor. El sanatlarıyla da ilgilenen Latif ağabeyim bugünlerde zamanının birçoğunu ayırdığı eski bir yapıtla karşımıza çıkıyor.
Öküz Arabası
Tarihi oldukça eski olan bu öküz arabalarını el emeğiyle yaptığını söyleyen latif ağabeyim, oluşturduğu koleksiyonu insanların eskileri unutup gitmesin diye satışa çıkardığını söylüyor...
Bir öküz arabasını yapmak iki günümü alıyor. Elimde imkân yok, makine yok, bileme, yontma gibi edevatım yok diyor. Bunların hepsini elimde olan küçük imkânlarla yapıyorum. Bazen ince bir işini yaparken tahtanın kırılması tekrar başa dönmemle zamanımı çok alıyor ama yılmadan sabırlar tekrar yapıyorum diyor.
Latif ağabeyim bunları anlatırken işin zorluğunu anlaya biliyorum. O cümlesini noktalamadan öküz arabasıyla ilgili diğer bir konuyu açıyor. Savaşlarda nasıl kullanıldığı, nelerin taşındığı, hangi cephelerden yaralıların getirildiği gibi bilgiler aktarıyor.
Latif ağabeyimin diğer bir el emeği olan el de kolayca taşına bilen üzerinde çay demlemek yemek yapmak için kullanılan tenekeden yaptığı üzerini demirlerle ördüğü malzeme göze çarpıyor.
Dağcı olan latif ağabeyim bunu dağda geçirdiği sürede yanında götürüyor. Yemeğini çayını üzerinde yaparak kendine kolaylık yaratıyor. Yine bunu da el emeğiyle yaparak satışa sunmuş. Latif ağabeyimi bazen bir avcı olarak görebilirsiniz bazen balık tutarken vira bismillah derken bazen çeşme başında türkü söylerken bazen bir taşı inceleme yaparken bazen at sırtında giderken bazen evlatları için can hırlaş koştururken. Bazen de dostlarına zaman ayırarak onlara semaver yakarken göre bilirsiniz. Ne diyelim böyle güzel bir dostu Allah bizden esirgemesin. Bugünlük benim için çok kıymetli olan Latif ağabeyimi yazmak, inanın çok keyif verdi. Yazılacak çok şey olduğunu zannımca biliyorum. Kıymetli okurlarım, size şunu söyleyeyim ki hayatınızda fazlaca kuru kalabalığa gerek yok bence. Latif ağabeyim gibi donanımlı biri ya da birileri olsun yeterli, hadi kalın sağlıcakla.
Gazeteci Yazar: Muammer KILIÇ