SADELİĞİN ZARAFETİ
Rutin son yıllarda kelime olarak karşımıza çıkan rutin tam olarak ne anlama geliyor? Alışılageldik, sıradan? Wim Wenders başka bir perspektiften bakmış rutine. Alman yönetmen Mükemmel Günler filminde son yıllar da içine sıkışıp kaldığımız ihtişamlı dünyanın ne kadar sıradanlaştığını Tokyo’da temizlik görevlisi olarak çalışan Hirayama isimli bir karakter üzerinden gösterir. Başrollerinde Kojı Yakusho’nun oynadığı film birçok festivalden ödülle döner. Ana karakterimiz Hirayama sabah kalkar, çiçeklerini sular, dişlerini fırçalar otomattan aldığı kahvesi ile kasetini takarak işe doğru yola çıkar. Rutinlerinden keyif alan bu adam işinde de oldukça titizdir. Severek yaptığı işini son derece titizlik ile bitirir. Düzenli, titiz ve mutlu karakterimiz yemek saatlerinde bir parka giderek hem sandviçini yer hem de analog makinesi ile ağaçları çeker. Anı ölümsüzleştirmek istercesine yapılan bu rutin adeta şükür sebebidir. Hirayama az konuşan çok çalışan bir karakter olmasına karşın belki zihnini bir yerlerde susturmak istiyordur. Filmin ikinci yarısında evinden Hirayama’ya sığınan yeğenin gelişi ile Hirayama rutinin bozulmasından korkar. Çünkü sıkıştırılmış mutlu hayatından memnundur. Rutinleri alışılageldik olsa da o her gün çiçeklerini sular, gece yatarken kitabını okur ve umumi tuvaletleri büyük bir özenle temizler. Filmin bir sekansında kaybolan bir çocuğa Hirayama yardımcı olurken, annesinin oğlunu bir temizlik görevlisinin elini tuttuğunu anladıktan sonra çocuğunun ellerini temizlemesi Hirayama da acı bir tebessüm oluşturur. Bazı insanlar statüye, mesleğe öyle önem verir ki, bu sahne tam da öyle insanlara örnektir. Hirayama’yı izlerken Tokyo gibi teknolojinin gelişmiş olduğu bu şehirde bizlerde onun arabası ve arka fondaki eski kasetinden çalan notalar ile rutinin ihtişamına kapılıyoruz. Wim Wenders’in Paris Texas filminden sonra ikinci sıraya Perfect Days yerleşiyor.