Murat ENGİNDENİZ

Tarih: 19.09.2024 08:59

KESTANE GÜLÜ ESERİNDEN

Facebook Twitter Linked-in

KESTANE GÜLÜ ESERİNDEN 

Bursa Zeyniler Köyü, sonbaharın tatlı esintisiyle sarılmış, kestane ağaçlarının gölgesinde huzur dolu bir köydü. Bu köyde yaşayan Zeynep ve Bursalı Burak, kestane toplarken ilk kez karşılaştılar. Bu, aşklarının başlangıcıydı.

 

Gün güzel bir sonbahar sabahıydı. Kestane ağaçları, parlak kahverengi meyvelerini dalından dökmeye başlamıştı. Köyün insanları, bu lezzetli meyveleri toplamak için bir araya gelirlerdi. Zeynep, göz alıcı siyah saçları ve gülümsemesiyle bu etkinliğin içindeydi. Ağaçlardan bir kestane düştü ve yere yuvarlandı. Zeynep, bu fırsatı kaçırmadan hızla yerdeki kestaneyi alıp sepetine attı.

 

Öte yandan, Bursalı Burak da aynı ağaç altında meşguldü. Burak işitme engelliydi, ama Zeynep işaret dili öğrenmeye karar vermişti. Kestaneleri toplarken, gözleri Zeynep'e takıldı. Zeynep işaret diliyle merhaba dedi ve Burak'ın yüzü aydınlandı. İşaret dili aracılığıyla tanıştılar ve bu yeni yolculukları aşklarının başlangıcıydı.

 

Zeynep ve Burak, o sabah tanıştılar ve artık dillerini kullanarak iletişim kurabiliyorlardı. Kestaneleri birlikte toplarken, birbirlerine aşk dolu bakışlar atıyor ve işaret diliyle sevgilerini ifade ediyorlardı. Aralarındaki sessizlik, kelimelerle ifade edilemeyen bir bağ kurmuştu.

 

Zamanla, işaret diliyle iletişimleri daha da güçlendi. Burak, geceleri Zeynep'in penceresinin altına gidip ona yazdığı şiirleri okuyarak aşkını dile getiriyordu, Zeynep ise işaret diliyle ona aşkının en güzel sözcüklerini iletiyordu. Kestane ağacının altında başlayan bu aşk hikâyesi, her mevsimde daha da derinleşiyordu.

 

Zeynep, Burak'ın işaret diliyle ifade ettiği sevgisini her zaman kalbinin derinliklerinde hissediyor ve işaret diliyle karşılık veriyordu. Onların aşkı, kelimelerin ötesinde bir anlam taşıyordu. Köylerinin doğal güzellikleri ve kestane ağaçlarının altında başlayan bu aşk hikâyesi, her mevsimde taze ve güçlü bir şekilde devam edecekti.

 

Zeynep ve Burak, kestane toplarken başlayan bu masalı, işaret diliyle yazılmış mutlu bir aşka dönüştürdüler. İçlerindeki aşkı işaret diliyle ifade etmenin yanı sıra, sessizlikleri de bu büyülü aşkın bir parçasıydı. Birlikte kestane toplamak, onların sevgisinin simgesi haline geldi ve bu özel köydeki aşkları, tüm mevsimlere dayanacak kadar güçlüydü. İşaret diliyle ifade ettikleri sevgileri sonsuzdu.

 

 

Gönül Bahçesi

Gönül Bahçesi'nde aşkın çiçekleri açar,

Kestane ağaçlarının altında rüya sarar.

Zeynep ve Burak, sessiz aşklarıyla dolu,

İşaret diliyle anlatırlar duygularını solu.

 

Kestanelerin gölgesinde buldular birbirini,

Gözlerindeki parıltı, sevgilerinin sırrını taşıyor.

Sözcükler değil, işaretler anlatır aşklarını,

Gönül Bahçesi'nde her sevda çiçekleri saçıyor.

 

Zeynep'in siyah saçları, rüzgâr gibi savrulur,

Burak'ın gözleri, sevgisinin en güzel şarkısını söyler.

İşaretlerle dans ederler, sevgilerini ifade ederler,

Kelimelerin ötesinde, aşkın büyüsüyle dolu bir dünya kurarlar.

 

Gönül Bahçesi'nde her gün bir şiir doğar,

Kestane ağaçları altında aşkın melodisi çıkar.

Sessizce sevdalarını yaşarlar, sessizce anlatırlar,

Sonsuz bir aşkla, bu gönül bahçesinde rüya sararlar.

 

 

Zeynep ve Burak, işaretlerle aşkın şairleri,

Her bir hareketleri, bir şiir gibi akar dudaklarından.

Kelimeler yetmez, işaretlerle dökerler içlerini,

Gönül Bahçesi'nde aşkın büyüsü her zaman canlı kalır.

 

Kestane toplarken başladılar bu masalı,

İşaretlerle yazdılar sevgilerini her sayfada.

Gönül Bahçesi'nde aşkın çiçekleri hiç solmaz,

Zeynep ve Burak'ın aşkı, her zaman taze ve güçlü kalır.

 

Gönül Bahçesi'nde aşkın büyüsü sürer,

Sessiz işaretlerle anlatılır sevgileri her gün.

Kelimelerin ötesinde, gözlerinin dilinde,

Zeynep ve Burak, bu gönül bahçesinde sonsuz aşkla yanar.

 

">K


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —