13.04.2025 10:10:00

Meltem Demirkıran

AİDİYETSİZ MEKANDA KİMLİKSİZ BİR ÇOCUĞUN HİKAYESİ


İçinde yaşadığımız Dünya’da olan bitenlere baktığımızda savaşın kirli yüzünü apaçık bir şekilde görüyoruz. Savaşın sonunda her şey de olduğu gibi olanlar çocuklara oluyor ve yeryüzü çocukların evi oluyor. Bu ev her ne kadar sığınılacak bir yer olsa da ne kadar güvenilir bir yer orası tartışılır. Savaş mağduru çocuklar aidiyetsiz mekanlar da kendilerine bir yuva bulmanın yanı sıra hem savaştan kaçmaya çalışıyorlar hem de savaşın ardından gelişen ekonomik şartlar ile mücadele etmeye çalışıyorlar. İşte tam bu nokta da filmlerini severek izlediğim Nadine Labaki bu sorunu dile getiren bir film yapıyor. Kefernahum filmi Nadine Labaki’nin 4.uzun metraj filmi aynı zamanda en sarsıcı, hayatın içinden ve bu filmde yaşananlar gerçek hayatın ta kendisidir, oyuncular dahi gerçektir… Evet yanlış duymadınız Kefernahum filmini ilk izlediğim de başrol Zain’i gördüğüm an da ekranı durdurdum ve hayır bu çocuk bunları yaşamış kesinlikle dedim, kısa bir araştırma sonucu başrolümüzün gerçek bir mülteci olduğunu öğrenmem beni çok şaşırtmadı. Çünkü o kadar gerçek, o kadar sarsıcı bir şekilde yaşananları oynuyor ve sahnede bir deve dönüşüyordu Zain. Filmin ana karakteri Zain Suriye’de ki savaştan ailesi ile birlikte Lübnan’a sığınan bir çocuk. Beyrut’ta yaşam mücadelesi veren Zain ve kız kardeşi Seher anne ve babasına destek olmak için sokakta satış yapmaya başlarlar. Zain’in anne ve babası kızları Seher’i kendinden yaşça büyük biri ile evlendirmek ister. Hem evden bir boğaz eksilir hem de kızlarının evleneceği adamın onlara bakacağı düşüncesi ile kızlarını zorla evlendirirler. Zain kardeşi için çok mücadele eder bu olaya karşı çıkar. Fakat olanlar olur Seher kendinden yaşça büyük biriyle evlendirilir.

 

 

EVDEN AYRILIŞ

Zain bu olay karşısında ailesi ile yaşamak istemez ve Beyrut sokaklarında bir yolculuğa çıkar. Sokaklar bir çocuk için tekinsizdir evet ama Zain için ev de aidiyetsiz bir mekandır. Değişen mekandır sadece. Sonrasında kız kardeşi Seher ölür. Yönetmen Nadine Labaki’nin kaos, karmaşa anlamlarına gelen “Kefarnahum” filminin açılışı, kardeşinin ölümüne sebep olan bir şahsı bıçakladığı için beş yıl hapis cezasına mahkûm edilen 12 yaşındaki Zain’in ailesinden davacı olmasıyla başlar.  
Yargılanan Zain mahkemede o meşhur repliği söyler: ‘öAilemden beni dünyaya getirdikleri için şikayetçiyim. ‘’ Zain hem ailesinden hem de yaşamdan şikayetçidir aslında. Yaşananlar ona ağır gelir. Evden ayrılışını farklı bir kimlik ile yaşayan Etiyopyalı mülteci Rahille ve onun bir buçuk yaşındaki oğlu Yonas’la tanışır. Böylelikle hayatı farklı bir yola doğru evrilir. Rahille ‘in polise yakalanması nedeniyle hapse girince ,Zain Yonas’a bakmak zorunda kalır. O kadar sorumluluk sahibi bir çocuk ki kendine yapılmayan ebeveynliği Yonas’a yapar. Filmin devamında ikisinin zorlu yaşamını izleriz. Zain ise zamanla kendisinin de yasal bir yaşamı olmadığını, bir nüfus kağıdının bile olmadığını fark eder.

 

 

 

FİLMİN BAŞROLÜ ZAİN HAKKINDA

Bu filmde beni etkileyen hikâyeden önce başrol Zain’di. Çünkü Zain gerçekti ve savaşın çocuklar üzerinde ki etkisini gösteren adeta bir metafordu. Zain sayesinde birçok defa izledim filmi ve her defasında film repliklerinden çok Zain’in bakışı beni çok etkilemişti. Peki Zain bu filme nasıl seçildi. Bu durumu filmin yönetmeni Nadine Labaki şöyle anlatıyor: ‘’  
“Oyuncu seçimi çok uzun ve zorlu bir süreçti. İnsanlarla, çocuklarla mülakat yapmak ve çocuklarla sokakta konuşmak için Lübnan’ın her yerine giden bir oyuncu bulma ekibim vardı. Lübnan sokaklarındaki tüm çocukları gördüm, birçok çocukla mülakat yaptılar ve Zain de bunlardan biriydi. Kaseti gördüğümde sokakta arkadaşlarıyla oyun oynuyordu, filmde yer alacak kişinin o olduğunu anlamak gerçekten sadece iki dakikamı aldı. Gözleri ve diğer her şeyi… Yazdığım karakterin aynısıydı ve daha Zain ile tanışmadan 4 yıl önce bile yetişkinlerin suratına bağıran bir çocuğun yüzünü çizmiştim. İki görüntüyü birbiriyle kıyasladığınızda görüyorsunuz ki o kişi Zain. Ve bu, Zain’i tanımadan önce dahi böyleydi.
Evet Labaki haklıydı, bu etkiyi filmin afişine baktığımda anlamıştım .Zain bu film için seçilmesi gereken en doğru kişiydi. Kefernahum filmi Cannes Film Festivali Jüri Ödülü olmak üzere dört kategoride ödül aldı. Film Ortadoğu’daki yaşananları, göçün zorlukları, mülteci krizi ve Lübnan’ın yaşadığı krizi anlatan mükemmel bir film.
Zain şu an da Norveç’te yaşıyor. Filmin çekimleri esnasında 12 yaşındaydı ve hayatında hiç okula gitmemişti. Zain Al Rafeea şimdi okula gidiyor ve bir kimlik belgesine sahip oldu. Zain gibi tüm mülteci çocukların hak ettikleri güzel yaşamlara sahip olmaları, hayatlarını hayallerini en güzel şekilde yaşamaları dileğiyle…
Bu film sonucunda savaş sonrası çocukların yaşadığı eşitsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik ve hiçe sayılmanın ne kadar farklı bir boyutta olduğunu görüyoruz. Bugün bu yazıyı yazarken içimden acaba Filistin’de kaç çocuk katledildi ve açlıkla mücadele ediyor sorusu aklımdan çıkmıyor. Çocuklar hep gülsün. Çocuklar dilediği hayatı yaşasın…

 


MELTEM DEMIRKIRAN /FİLM ELEŞTİRMENİ-RADYO PROGRAMCISI


Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto Külliye'de

Destici'den Özgür Özel'e Sert Tepki...

"CHP'li Belediye Başkanları Evlendi: Muğla'da Tarihi Nikah ve Sosyal Medya Paylaşımı"

Altun; Boykot Girişimleri Akamete Uğradı

MHP Bandırma’da Ramazan Coşkusu: Birlik ve Beraberlik Sofrası"

Nuri Aslan İBB Başkan Vekili Seçildi

Eyüp Ertal, Adaletin, Hukukun ve Demokrasinin Yanındayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Siyasi Partilere Çağrı..!

Bakan Bolat: Kent lokantasına değil, Vedat Milor'a soruldu!

İmamoğlu düğmeye bastı! Cumhurbaşkanı adaylığı için resmi başvurusunu yaptı

Togay Çoban ile Esenyurt'a Büyük Yatırımlar: Eğitim, Sağlık ve Altyapıda Yeni Dönem

15 Temmuz Federasyonu Mazbata Töreni: İstanbul’da Görevler Devredildi

İstanbul'da 9 belediyeye operasyon! 10 gözaltı

Bahçeli'den 6 Şubat mesajı

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.